8 Haziran 2007 Cuma



Çok eskiden Çeltikçi Ovası Kayalı bölgesinde bir çeşme varmış.Çeşmenin adı ‘Yılanlıpınar’ mış.Yaz aylarında tarlasında çalışan çiftçiler su ihtiyacını bu çeşmeden giderir,kuş kurt bu çeşmenin başında eğleşirmiş.
Bir zaman gelmiş,bu çeşmenin suyu kendiliğinden artmaya başlamış.Önce çevresini,daha sonra Kayalı mevkisini,daha sonra da tüm Çeltikçi Ovasını bataklık ve göl haline getirmiş.Arazileri göl haline gelen Çeltikçililer perişan duruma düşmüşler.Ne kadar uğraştılarsa da boşuna...Bu felaket aylarca sürmüş.Birçok hayvan ve insan açlıktan ölmüş,büyük bir hastalık salgını başlamış.
Bu sırada Kuzköy’de ermiş bir kişi yaşıyormuş.Çeltikçi’de olup bitenleri herkes gibi o da biliyormuş.Çeltikçi halkının ızdırabına son vermenin gerektiğini düşünmüş.Haber göndererek Çeltikçi halkının ileri gelenlerini davet etmiş.Onlara Kayalı mevkisindeki tüm arazilerin Kuzköylülere verilmesi karşılığında bu gölü kurutabileceğini söylemiş.Onlarda mecburen kabul etmek zorunda kalmışlar.Bu ermiş kişi Kuzköy’den bir heyetle Çeltikçi’ye gitmiş.Çeltikçi’nin heyetini de alarak Yılanlıpınar’ın başına varmışlar.Ermiş kişi elindeki bastonunu birden bire pınarın gözüne sokmuş.O anda göl çekilmiş,çekilmiş ve pınarda noktalanmış.Hem çeşme,hem de ova eski halini almış.Çeltikçi halkı bayram etmiş.Söz gereği vaat ettikleri araziyi Kuzköy halkına vermişler.Kuzköy halkı yıllarca bu araziyi ekmişler.
Gel zaman git zaman ,Çeltikçililer başlarından geçen bu felaketi unutup,bu araziye gelen Kuzköylülerin yollarını keserek dövmeye başlamışlar.Zamanla bu araziyi geriye almışlar.Zaten Kuzköy’e uzak olan bu arazinin alınmasını Kuzköy fazla önemsememiş,ancak ermiş kişi bu duruma çok kızmış.
Çeltikçi’nin ileri gelenlerinden birinin dillere destan çok güzel bir kızı varmış.Her gün bu Kayalı mevkisinde çalışan ailesine yemek götürürmüş.O gün de erken kalkarak yufka ekmeğini pişirmiş.Çıkınına sarmış.Diğer yemekleri de bakırlara doldurarak kağnıya koyarak Kayalı’ya gitmek için yola koyulmuş. Hava çok sıcakmış.Bu yakıcı sıcak altında camışlarla Kayalı topraklarına girmiş.
Ne olduysa,işte o sırada olmuş.Sıcaktan çatlayan arazi birden bataklık halini almış,toprak gevşemiş,güzel kızı camışların çektiği kağnıyla birlikte içine almış.Dünyalar güzeli kız bataklıkta kaybolup gitmiş.Bu olay Çeltikçi halkının günlerce yas etmesine neden olmuş.
Bu sırada Yılanlıpınar azdıkça azmış.Ova tekrar eski felaket halini alarak göl haline gelmiş.Hasa- dı su altında kalmış,birçok hayvan ve insan ölmüş.Gene salgın hastalıklar başgöstermiş.Bu çile yıllarca sürmüş.
Neden sonra aklı başlarına gelen Çeltikçi halkı yaptıkları hatayı anlamışlar.Hemen bir heyet daha oluşturarak Kuzköy’deki ermişin yolunu tutmuşlar.Ermiş kişiyi bulmuşlar.Çok ihtiyarlamış olan ermiş kişinin eline ayağına sarılmışlar.Kendilerini affetmesini istemişler.Eğer gölü kurutursa Kayalı mevkisin- deki arazinin yanında Çeltikçi Ovasının beğendikleri yerlerden en verimli topraklarını vermeye hazır olduklarını belirtmişler.Ermiş kişiye yalvarmışlar,yakarmışlar.Bu duruma yürek mi dayanır?
Ermiş kişi bastonunu almış,atını hazırlatmış.Atına orada bulunanların yardımıyla binmiş.Çeltikçi’de bulunan Kayalı mevkisindeki Yılanlıpınar’ın başına varmış.Atından inerek elindeki bastonu iki eliyle kaldırmış.Çeşmenin gözüne tüm gücüyle öyle bir sokmuş ki... Birden bire gölün suyu çekilmiş.Bataklık kurumuş.Toprak tekrar eski halini almış.
Verilen söz gereği Kayalı mevkisindeki toprakların tümü,Çeltikçi ovasının en verimli yerlerinden bir daha geri alınmamak şartı ile arazi Kuzköylülere verilmiş.
O gündür bu gündür göl olmayan çeltikçi ovasındaki toprakları Çeltikçi halkı ve arazisi olan Kuzköy halkı ekmektedir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

yılanlıpınar efsanesi çok dikkatimi çekti.gerçekten yaşanmış olmalı yayınladığın için teşekkürler.